Sayfalar

Bu Blogda Ara

12 Mayıs 2010 Çarşamba

Eskici - Sevgi Soysal

"Belirli bir yerden belirli bir yere dönüyordu herkes. Kocalarının kollarına asılmış kadınlar vitrinlere çekiyorlardı onları. Çok ucuza satılan bir buzdolabını, yeni çıkmış bir fırını, ya da evlerinin şu ya da bu boş köşesini mutlaka doldurması gereken, belki yaldızlı, belki sadece cilalı, belki de kolay başarılamayacak çirkinlikte desenli bir kumaşla kaplı bir koltuğu göstermek için. nasıl kurtarmalıydı onları bu çirkinliklerden? Mefruşat mağazalarının hiç bitmeyen çirkin buluşlarından, sınırsız bayağılıktan, tornalı ayaklardan, madeni kakmalardan, ferforje aynalardan, şanjanlı cilalardan nasıl kurtarmalıydı? Bunlar adına yapılan sinsi toplama ve çıkarmalardan, ovuşturulan ellerden, yük beygirini ay başlarında boynuna takılan yem torbasından nasıl kurtarmalıydı? Kadınların vaktiyle güzel olan gözlerini camekanların bayağı zenginliklerini yansıtan cam yüzeylere dönüştüren bu eski, zorba kanunlar nasıl kaldırılmalıydı? Kartopuna sevinmiş avuçların titrek parmaklarla para saymaya başlamasına şaşmayan bu kent silkinemeyecek miydi havasız odadaki uykudan? Bütün bunları, mefruşat mağazalarının taksitle eşya satan elektrikli merdivenli mağazaların eşyalarını, eviçlerinde birikmiş ve eskimiş eşyaları yükleyebilecek kadar büyük arabalı, bütün bunları satın alabilecek kadar gözüpek bir eskici gerekiyordu. Ne zaman gelecekti bu eskici? Televizyon ruhsatı ödeme kuyruğuna zincirlenmiş forsaları ne zaman kurtaracaktı?"

Eskici - Sevgi Soysal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder