Sayfalar

Bu Blogda Ara

22 Nisan 2010 Perşembe

Aylak Adam - Yusuf Atılgan

" dışarda çiğnenmemiş kar, üstüne bastıkça gıcırdıyordu. kitapçının
köşesinden tenha caddeye dönerken içinde bir boşluk vardı. saatine
baktı: ona geliyordu. "nereye gideceğim? keşke polis kuşkulanıp karakola
götürseydi beni. değişik bir gece olurdu. belki onu da bulup
getirirlerdi. birlikte çıkardık. sonra, sıkıntı. o bitti. haşet' te
kitap arayacağım. niye koşuyorsun? davete geç mi kaldınız? her zaman geç
kalanlar bulunur. hindi dolması daha bitmemiştir. bu gece insanların
hindi yemesi gerekir. bulamayanlar üzülür. yılbaşı hindisi... ooooo!
eğlenmek de zorunludur bu gece. sinemalar, tiyatrolar, barlar doludur.
evlerde toplantılar vardır. küçük bir toplantı demişti avukat. göz
kırpmıştı. 'neydi o yılbaşı gecesi donattığımız masa. şu mehmet bey ne
şakacı adam. kırdı geçirdi bizi. ama karısı.. sorma kardeş. ' küçük
kumarlarınız vardır. on kuruşluk tombalalar. şimdi kim bilir kaç kere
evde, kim bilir kaç kadının 'aman ayol, bu ne kötü şans böyle,' sözüne
kim bilir kaç erkek ' üzülmeyin, kumarda kaybeden aşkta kazanır, '
diyordur. kim bilir kaç erkek de acele edip bu sözü ondan önce
söyleyemediler diye onu kıskanıyordur. biliyorum sizi. küçük
sürtünmelerle yetinirsiniz. büyüklerinden korkarsınız. akşamları
elinizde paketlerle dönersiniz. sizi bekleyenler vardır. rahatsınız. hem
ne kolay rahatlıyorsunuz. içinizde boşluklar yok.

neden ben de
sizin gibi olamıyorum? bir ben miyim böyle düşünen? bir ben miyim yalnız
? "
Aylak Adam - Yusuf Atılgan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder